Site icon SG AKADEMİ VE DANIŞMANLIK

ÂB-ı HAYÂT

ÂB-ı HAYÂT


İnsanoğlu var olduğu günden bu yana yaşamı anlamlandırmaya çalışmış hep. Oysa hayat bu kadar kısayken dakikalar sonrasına planlamış olacaklar. Göz kapaklarının ardına saklanan hayalleri birken bin olmuş sis perdelerini aralayan umutlarıyla. Kendi içinde çelişmiş bakmak ve görmek, hissetmek ve dokunmak, dinlemek ve duymak. Elbette herkes fikir sahibi, kendince emin adımlarla ilerler hikayesinde. Hatta derler ki; akılları çıkarıp pazara koymuşlar, herkes gidip kendi aklını satın almış.
İşte böyle tükenip giderken hayat suyu, anlam verme arasında gelip giderken yaşam, kendini derin kuyularda hisseden de, bulutlar üzerinde uçan da, rüzgarda savrulan da vardır fütursuz. Yaşama anlam yüklerken o akıp gider kendi doğasında, olması gerektiği gibi. Öyleyse ne duruyorsun? Titre, hopla, zıpla, bir şeyler yap dağılmadan. Bütün parlak ışıklar değil midir karanlığı içinde saklayan? Hatta karanlığın ta kendisi içindir ışıklar.Yukarı aşağı, sağa sola, öne arkaya dön bir bak, neler oluyor? Görmüyor musun? Yaşam bizim çemberimizde döndürmüyor dönüşünü. Biz yaşamın içinde küçük dönüşümleriz sadece. Yukarıda kuşlar cıvıl cıvıl ötüşüp uçarken yerdeki karınca kışın kaygısına. Sağdaki teyze bastonuyla güçlükle yürümeye çalışırken soldaki küçük çocuk koşmaktan. Önünde duran simitci simitleri satma telaşı içindeyken, arkanda insan seli bir yerlere yetişmek için acele etmekte. İşte sen, seni bu koşturmacanın içinde bulmaya çalışır, bir de anlam yüklemek istersin kendince hayat suyuna. Bırakmalı bu doğal akışı. Bazen sakince seyretmeli olan biteni oturup bir kenardan. Anlam yüklemeye çalışırken akışa, bir kitap bir de çay almalı yanına. Rüzgar da ilişivermeli yanına bir nefes gibi. Çayının mis kokusunu koklayıp içerken yeni duygulara, yeni hayatlara yelken aç kitabına. Derinden bir nefesle doya doya çek ciğerlerine oksijeni. Bakarsın yarın bunu da yapamazsın kim bilir? Şimdi kapa gözlerini, sınırsız, uçsuz bucaksız yerlere uçur ruhunu cennetten diyarlara.
Exit mobile version