Ana Sayfa Blog Sayfa 9

BOR MADENİNİN FAYDALARI

0

BOR MADENİNİN FAYDALARI
Bor, vücudun normal büyümesine ve sağlığına fayda sağlayan hayati bir mineraldir. Bor minerali, artrit ve osteoporoz gibi birçok tehlikeli dönemi doğal olarak yönetir ve menopoz semptomlarını da azaltmaya yardımcı olur. İnsan vücudunun kalsiyum ve magnezyum emmesi için vücudun doğal yeteneğini geliştirdiğine inanılmaktadır. Minerallerin faydaları vücut için çok önemlidir. Ancak çok bilinmeyen bor mineralinin faydaları tüm diğer minerallerden daha fazladır.
En Önemli Bor Minerali Kaynakları
Bor kaynakları çok bilinmediği için bu mineralin nasıl doğal halde alınabileceği de pek bilinmez. Elma, portakal, kırmızı üzüm, armut, erik, kivi, sultan, hurma gibi meyvelerin yanı sıra bazı sebzeler, avokado, soya fasulyesi ve fındık da zengin bor kaynağıdır.
Nohut, borlotti fasulyesi, fındık, kuş üzümü, fıstık ezmesi, kırmızı barbunya fasulyesi, domates, mercimek, zeytin, soğan, patates şarabı ve bira da bu temel mineralin önemli kaynaklarıdır.
Borun sağlığa faydaları nelerdir?
Bu iz mineral, sağlıklı ve hastalıksız bir yaşam sağlamak için günlük diyete dahil edilmesi gereken çok önemli bir mineraldir. Bor mineralinin en önemli faydalarını sizler için bir araya getirdik
Bor madeninin cilde faydaları
İçerisinde bor madeni bulunan kremlerin cilde uygulandığında, cildi radyasyonun olumsuz etkilerinden koruduğu bilinmektedir. Tüy dökücü etkisi olan bor tozu faydaları arasında peeling etkisi de vardır. Yani bor madeni sürüldüğü bölgede derinin hava almasını sağlamaktadır.
Bor tozu dışında bor suyu faydaları ağırlıklı olarak kozmetik ürünler konusundadır. İçerisinde bor minerali bulunan kozmetik malzemelerinin diğerlerinden daha faydalı olduğu görülmektedir.
Bor, artriti önler
Bor, artrit için başarılı bir tedavi seçeneğidir ve vakaların% 95’inden fazlasında, kıkırdak ve kemiklere kalsiyum entegrasyonunu etkin bir şekilde arttırmıştır. Artan yaşla birlikte, kemikler zayıf ve gözenekli hale gelebilir ve bor, bu bozulmayı, kalsiyum seviyelerinin en üst düzeye çıkarılmasını ve etkin bir şekilde kullanılmasını sağlayarak engelleyebilir.
Testosteron Düzeyini Artırır
Bor erkeklerde testosteron düzeyini artırabilir; bu özellikten erkek vücut geliştiriciler ve sporcular her geçen gün daha fazla yararlanmaktadır. Bazı haltercilerin de güçlerini artırmak için bor içeren ilaçlar aldığı bilinmektedir.
Borun kemiklere faydaları
Borun kemiklere faydası çok fazladır. Hem erkek hem de kadınlar için olmazsa olmaz bor minerali, kemik oluşturma kapasitesi en az kalsiyum kadardır. Bununla birlikte, aslında kemikleri güçlendirmek için kalsiyum ile birlikte işlev görür.
Osteoporoz ve artrit risklerini en aza indirmede çok önemli bir rol oynar.
Ayrıca kalsiyum, magnezyum ve bakır gibi kemik gelişiminde rol oynayan minerallerin etki etmesini sağlar. Ayrıca, kemiklerin genel sağlığı ile ilişkili olan östrojen ve testosteron dahil olmak üzere çeşitli hormonları da etkiler.
Östrojen üretimi artırır
Bor, menopoz dönemindeki kadınlarda östrojen üretimini artırabilir. Bu dönemlerde kadınların cinsel güç ve isteklerinde dengelemeye yardımcı olur. Vücuttaki doğal seks hormonlarının seviyesini arttırır, böylece hormon replasman tedavisi veya diğer farmasötik solüsyonlara olan gereksinimi azaltır.
Bor, embriyonun gelişimini destekler
Bor, üreme ve fetüsün gelişimi için gerekli gibi görünmektedir, ancak bu konuda fazla bilgi mevcut olmamasına rağmen, araştırma devam etmektedir.
Menopoz Sonrası Osteoporozu Önler
Bor, tipik olarak menopozla ilişkili olan sıcak basmaları ve gece terlemeleri gibi semptomları hafifletebilir. Menopoz sonrası kadınlarda çoğu zaman vücudun önemli sistemlerinde çoğalabilen hormonal dengesizliklerden dolayı mineral seviyesinin uygun seviyelerde kalmasını sağlar.
Kanseri önler, tedavi eder
Bor, kanser hücrelerinin oluşmasını önler.
Hücre zarı fonksiyonlarını düzenler
Hücresel ve organ membran fonksiyonlarının korunmasında ve hormon reseptörlerinin stabilize edilmesinde önemli bir rol oynar, böylelikle bedensel süreçler sorunsuz bir şekilde ilerler.
Artritin Şiddetini Azaltır
Bor, romatoid artrit ile tipik olarak ilişkili olan alerjik ve inflamatuar durumları büyük ölçüde azaltır. Romatizmanın hem önlenmesinde hem de tedavisinde çok önemli bir destekçidir. Bu borun yararları arasında en önemli olanlarından biridir.
Kan pıhtılarını önler
Bor, vücuttaki damalarda kan puhtılaşmasını ve dolayısıyla damar tıkanıklığını önler. Bununla birlikte, bu bulguyu doğrulamak için daha fazla çalışma yapılmalıdır ki bu da onu kalp hastalığına karşı mücadelede önemli bir müttefik haline getirecektir.
Felç ve kalp krizine karşı etkilidir
Bor, lipit birikimini azaltmaya yardımcı olur ve kolesterolün çeşitli yollarla çıkarılmasını sağlar, böylece ateroskleroz ve kan pıhtıları gibi gelişmekte olan hastalıkların olasılığını azaltır ve vücudu felç ve kalp krizine karşı korur.
Mantar enfeksiyonlarını azaltır
Bor, vücudu Candida albicans ve diğer mantar enfeksiyonları gibi bir dizi parazitik saldırıdan korur.
Kalp yetmezliğini önler
Bor, konjestif kalp yetmezliği durumlarından kaynaklanan zorlukları önemli ölçüde hafifletebilir
Beyin fonksiyonlarını geliştirir
Çalışmalar, borun beyin fonksiyonunu, göz koordinasyonunu, kısa süreli belleği ve konsantrasyon gücünü arttırabildiğini göstermiştir.
Zararlı enzimleri vücuttan temizler
Bazı zararlı enzimlerin oluşmasını ve hareket etmesini engeller.

Alıntıdır.

BORAKS VEYA BORİK ASİT HAYAT VERİR.

Boraks veya Borik Asit Hayat Verir
Beyin %85, Kan %90, böbrekler %82, kas %75, kemikler %22 oranında su içerir ve ortalama erkeklerin vücudu %55-65 ve kadınların vücudu %50-60 su dan oluşur.

Beyinde yüksek oranda su bulunur ve ancak sulu ortamda beyin iyi çalışır su oranı düştükce beynin fonksiyonları azalır.

Alüminyum ve kalsiyum beyinde artar ise kireçlenme nedeniyle kişide önce unutkanlık sonra alzheimer hastalığı vb., rahatsızlıklar görülür. Bor ise tek başına durmaz, bor ortada 2 bor elementi ve bunlara bağlı 4 adet sodyum ve bunların etrafında 10 adet su molekülü bağlı olarak bulunur. Naghii ve Samman 1997’de; 45 yaş üstü sağlıklı erkeklerde bir guruba düşük bor diyeti diğer guruba da günlük 10 mg bor içeren diyet uygulamıştır. Araştırma sonucunda supplement alan erkeklerde idrarla kalsiyum atımı azalmış, kemikte kalsiyum tutulumu %17 artmıştır. Naghii M, Samman S. insan ve hayvanlarda bor yetersizliğinin idrar ile kalsiyum atımının fazla olduğu tespit edilmiştir.) Nielsen F. Borun hücre zarındaki reaktif oksijen radikallerini temzileyici etkisinin olduğunu tesbit etmiştir.. İnsan ve hayvanalr üzerinde
yapılan çalışmalarda bor yetersizliğinine beyinin elktriksel aktivitesini azaltığı tesbit edilmiştir. Bor yetersizliği önce kısa sürelihafız kaybı, dikkat etksikliği, algılama zafiyeti, motor aktivitesi hızının azalacağı ve daha sonra alzheimer,depresyon, şizofren vb., daha ağır rahatszılıkların ortaya çıkacağı beyan edilmiştir.
Bor-Kalsiyum Metabozlizması (Savaşları, Antagonist=Düşman Kardeşler);
Bor-Kalsiyum ilişkisine ister metobolik değişimler,
ister antogonist zıtlıklar isterse bor-kalsiyum tampon sistemleri diyelim ortada çok karmaşık bir bor-kalsiyum ilişkisi var. Bu bor-kalsiyum ilişkisini . Vücudun herhangi bir noktasında bor azalır ise kalsiyum ile bu açık kapatılmaya çalışılır, kalsiyumun yoğunlaştığı noktada ise çeşitli hastalıklar görülür. Azalan boru takviye ettiğinizde kemiklerden çözülüp gelen kalsiyum tekrar kemiklere döner ve yaşam kalitesi yükselir hastalıklar yok olur.
1-) Bor hücre zarında azalır ise yerini kalsiyum alır,
kalsiyum hücre ve hücre zarında yoğunlaşır ise hücre
sertleşir ve foksiyonları azalır.
2-) Hücreler arası sıvıda ki (intersellüler sıvı) bor
azalır ise yerini kalsiyum alır, kalsiyum yoğunlaşır
ise hücreler arası sıvı kirlenir akışı ağırlaşır, zamanla
batatlık gibi mikrop üreten bir merkez oluşur.
3-) Sinir Sisteminde bor azalır, kalsiyum artar ise sinir
sistemi iletkenliğini kaybeder ve zamanla ms,
polinöropati, sinir ucu iltihaplanması, unutkanlık,
alzheimer, depresyon gibi rahatsızlıkları tetikler.
4-) Lenf kanalında borun yerine kalsiyum geçer ise
lenf kanalı sertleşir.Lenf sistemi vücudumuzun fen
işleri gibi çöp toplar. Lenf sisteminindeki kalsiyum
yoğunlaşırsa lenf kanalı çöp lüğe döner ve iltihabi
hastalıkları tetikler.Önce lenf bezesi şişmesi,
iltihaplanması sonra lenfoma kadar gider.
5-) Damarların iç yüzeyinde ki borun yerini kalsiyum
alır ise damarlar sertleşir ve arteroskleroz
(damar sertliği ve plak oluşumu) nedeni ile
beyin kanaması, kalp krizi, diabet, karaciğer
yağlanması ve cinsel yetersizlik gibi rahatszılıklar
görülebilir.
6-) Eklem ve yumşak dokuda borun yerini kalsiyum
alır ise eklem kireçlenmesi, romatoid artrit, artroz,
fibromiyalji ve ankilozan spondilit gibi rahatsızlıklar
nükseder.
7-) Borun bir miktar fazla alınması ile birlikte vücut
ısısı da hafif artar ve böylece depolanan yağlar yavaş
yavaş erir ve kişi kilo verir. Obeziteden yılda 300.000
kişinin öldüğü düşünülürse bu çok zayıflama metodu
çok ucuz va problemsiz bir metotdur.

Alıntıdır.

Dünya’nın en yaşlı zeytin ağacı, 3 000 yaşında.

0

Girit Adası’nda bulunan Dünya’nın en yaşlı zeytin ağacı, 3 000 yaşında ve Hâlâ meyve veriyor.

GÜNÜN ÖĞRETİSİ:

0

Bir gün yaşlı bir münzeviye sorarlar:

( Münzevi Arapça kökenli bir kelime olup, insanlardan kaçan, yalnız yaşamayı tercih eden insan anlamındadır. )

“Sürekli yalnız olmaktan bıkmıyor musun?”

Münzevi cevap verir:

  • “Yapacak çok işim var. İki şahin eğitmem gerekiyor. Ve iki kartal. İki tavşan sakinleştirmek ve yılanı eğitmek. Eşeği motive etmek ve aslanı evcilleştirmek.”
  • “Ama senin etrafında hiç hayvan göremiyoruz!” “Neredeler?”
  • “Onlar içimizde yaşayan hayvanlar.”

“İki şahin gördükleri herşeye saldırıyor. İyi-kötü, faydalı-zararlı. Onlara ayırt etmeyi öğretmeliyim. Çünkü onlar benim gözlerim.”

“İki kartal dokundukları herşeyi mahvediyor, yaralıyor, parçalıyor. Onlara hizmet etmeyi ve zarar vermeden yardım etmeyi öğretmeliyim. Çünkü onlar benim ellerim.”

“Tavşanlar her zaman kaçar, korkar ve saklanır. Onları sakinleştirip, zor durumlarla başa çıkmayı öğretmeliyim, beladan kaçmayı değil.Çünku onlar benim ayaklarım.”

“En zor kısmı yılanı izlemek. Sıkı bir kafeste, güvenli bir şekilde kilitli olsa da, her zaman saldırmaya, sokmaya, yakın olan herkesi zehirlemeye hazır. Bu yüzden onu takip edip, disiplinli olmalıyım. Çünkü bu benim dilim.”

“Eşek herkesin bildiği gibi çok inatçı, sonsuza kadar yorgun ve işini yapmak istemiyor. Bu yüzden ona şükretmeyi ve akışta olmayı öğretmeliyim. Çünkü bu benim vücudum.”

“Ve sonunda kral olmak ve herkese emretmek isteyen bir arslanı evcilleştirmek istiyorum. Gururlu, kibirli ve dünyanın kendi etrafında dönmesini istiyor. O aslanı terbiye etmeliyim. Çünkü bu benim egom.”

“Gördüğünüz gibi yapacak çok işim var”

Alıntı

Görsel : Kendisini münzebi olarak tanımlayan Lev Nikolevic Tolstoy

İTALYAN DOKTORDAN ŞOK İDDİA!

0

İTALYAN DOKTORDAN ŞOK İDDİA!

KANSER KOLAYCA ORTADAN KALDIRILABİLEN BİR MANTARDIR !

Çare : KARBONAT

Bu tedavi hiç zararlı değildir ve kaybedecek bir şeyin yok.

  • Zamanımızın en zor ve ölümcül hastalığının gerçek tedavisini bulmak, ahlaki ve etik sorumluluğumuzdur! diyor, ONK. Dr. Simonchini.

KANSER BİR MANTAR!

  • Yaklaşık yüz yıl önce, kansere genlerin yanlış çalışmasından kaynaklanan büyük bir teori vardı; bu da hastalığın hücre içi olduğu anlamına geliyor. Bununla birlikte, bence kanser mantar enfeksiyonu ve özel bir hücresel olgu, diye de ekliyor Dr. Simonchini.
    Bu iddiası tıp camiasında şok etkisi yaratıyor.

Peki CANDİDA MANTARI nedir?

Bitki dünyasında, tümör mantar enfeksiyonlarından kaynaklanır ve insanlarda da aynısı gerçekleşir.

Mantarlar daima onlarla birlikte bir tümör taşırlar -bu çalışmalarla kanıtlanmıştır.-

Bununla birlikte, bilim adamları hastalık ortaya çıktıktan sonra geliştiklerini düşünüyorlar.

Simonchini;
Mantarlar kanser yaratır, bağışıklık sistemimizi zayıflatır ve ardından tüm vücuda saldırır.

Her kanser türü, çeşitli çalışmalarla doğrulanan Candida mantarından kaynaklanır.

Zamanla dokularımız zayıflar ve yorgun olurlar ve tanımlanamayan hücreler üretmeye başlarlar, der.

Simonchini‘ye göre, kanser deforme olmuş hücrelerin toplandığı ve kolonileri oluşturduğu bir yapıdır.

Peki çare nedir?
KARBONAT..

Simonchini;

  • Bu mantar kolonilerine saldırabilecek şeyleri tespit ettim.
    Kanser için, karbonat ve iyot tentürü cilt kanseri için en iyi madde, diyor.

Pek çok çalışma, karbonatın kansere karşı hücresel hareketi olduğunu doğrulamıştır.

Ya tedavi?

  • Tedaviyi hastalarımda 20 yıldan fazla kullandım. Bu hastaların birçoğu, doktorlar onlara şans tanımadıklarında bile, hastalığı iyileştirdi.

Bir tümörü ortadan kaldırmanın en iyi yolu, sindirim kanülleri için lavman, beyin ve akciğer tümörleri için intravenöz enjeksiyon ve üst solunum sistemindeki tümörler için inhalasyon olarak uygulanabilen karbonat ile temasa girmektir.

Meme, lenf sistemi ve subkutan tümörler lokal perfüzyon ile tedavi edilebilir.

İç organ tümörleri, direkt olarak arterlere uygulanarak karbonat ile tedavi edilmeli ve her kanser türünün uygun dozu ile tedavi edilmesi önemlidir, diyor.

Karbonatın YAN ETKİSİNİN SUSUZLUK ve ZAYIFLAMADAN başka bir şey olmayacağını ekliyor.

Özetle..

Yukarıdaki yazı biraz bilimsel o yüzden size daha açık bir şekilde özetleyelim.

Kanseri oluşturan şartları bertaraf etmek veya oluşanı tedavi etmek için;

Her gün 1-2 ÇAY KAŞIĞI KARBONATI bir su bardağı suya karıştırıp içeceksiniz..

Olay bu kadar basit..

Bunu bulan doktorun başka yöntemleri de var.

Olayın özü vücudun alkali hale getirilmesi..

Kanserin asıl sebebi mantarlar.
Candida yani.

YEDİĞİMİZ, İÇTİĞİMİZ GENETİĞİ OYNANMIŞ YİYECEKLER, İŞLENMİŞ GIDALAR, CİPSLER, KOLALAR HEPSİ ‘ASİDOZ’A YOL AÇIYOR.

ASİDOZ DEMEK; HÜCRELERİN OKSİJEN ALAMAMASI demektir..

Oksijen alamayan hücre noluyor?

ÇÜRÜYOR ..

Çürüyen hücrede de mantar oluşuyor.

Mantarların yayılmasını önlemek için, vücut mantarların etrafını sarıyor ve bu da tümörleri oluşturuyor.

Doktorlar tümörü kesip aldıklarında mantarlar diğer yerlere de yayılıyor.

Tüm bunları günlerdir yaptığım araştırmalarda izledim.

Asidozun çaresi ne niye baktığımda vücudun PH seviyesinin yükseltilmesi gerektiğini okudum.

PH NASIL YÜKSELİR? diye baktım;

KARBONATLI SU BU İŞİ YAPIYOR..

KARBONATIN MİDE ÜLSERİ olanlar hariç zararı yok.

Siz de araştırın göreceksiniz..
Olay bu kadar basit aslında.

HASTA OLMAMAK İÇİN HER GÜN 1 ÇAY KAŞIĞI KARBONATLI SU İÇMELİSİNİZ.

Bunu, sabah – akşam 1 bardak suya yarım çay kaşığı karıştırıp 3 dak. bekleyip iyice karışmasını bekleyin, sonra tekrar karıştırıp için.

Her beden ve her bedenin göstereceği tepki farklı olucaktır.

Çünkü herkesin farklı beslenme biçimi var.
Bundan dolayı herkesin kendi bedenini dinleyip buna bağlı olarak karbonat miktarını ayarlaması gerekir.

UNUTMAYIN ; karbonatı eczaneden alacaksınız, KABARTMA TOZUNU İÇMEYİN!

ÖNEMLİ NOT:
Eğer yüksek tansiyonunuz varsa ya da yaşlıysanız karbonatlı suyu içtikten sonra 10 – 15 dak. uzanıp dinlenin.

Bazı insanlarda tansiyonda yükselme yaratabilir ama bu kısa sürer.

Şifa olsun.

Çare : KARBONAT

Bu tedavi hiç zararlı değildir ve kaybedecek bir şeyin yok.

  • Zamanımızın en zor ve ölümcül hastalığının gerçek tedavisini bulmak, ahlaki ve etik sorumluluğumuzdur! diyor, ONK. Dr. Simonchini.

KANSER BİR MANTAR!

  • Yaklaşık yüz yıl önce, kansere genlerin yanlış çalışmasından kaynaklanan büyük bir teori vardı; bu da hastalığın hücre içi olduğu anlamına geliyor. Bununla birlikte, bence kanser mantar enfeksiyonu ve özel bir hücresel olgu, diye de ekliyor Dr. Simonchini.
    Bu iddiası tıp camiasında şok etkisi yaratıyor.

Peki CANDİDA MANTARI nedir?

Bitki dünyasında, tümör mantar enfeksiyonlarından kaynaklanır ve insanlarda da aynısı gerçekleşir.

Mantarlar daima onlarla birlikte bir tümör taşırlar -bu çalışmalarla kanıtlanmıştır.-

Bununla birlikte, bilim adamları hastalık ortaya çıktıktan sonra geliştiklerini düşünüyorlar.

Simonchini;
Mantarlar kanser yaratır, bağışıklık sistemimizi zayıflatır ve ardından tüm vücuda saldırır.

Her kanser türü, çeşitli çalışmalarla doğrulanan Candida mantarından kaynaklanır.

Zamanla dokularımız zayıflar ve yorgun olurlar ve tanımlanamayan hücreler üretmeye başlarlar, der.

Simonchini‘ye göre, kanser deforme olmuş hücrelerin toplandığı ve kolonileri oluşturduğu bir yapıdır.

Peki çare nedir?
KARBONAT..

Simonchini;

  • Bu mantar kolonilerine saldırabilecek şeyleri tespit ettim.
    Kanser için, karbonat ve iyot tentürü cilt kanseri için en iyi madde, diyor.

Pek çok çalışma, karbonatın kansere karşı hücresel hareketi olduğunu doğrulamıştır.

Ya tedavi?

  • Tedaviyi hastalarımda 20 yıldan fazla kullandım. Bu hastaların birçoğu, doktorlar onlara şans tanımadıklarında bile, hastalığı iyileştirdi.

Bir tümörü ortadan kaldırmanın en iyi yolu, sindirim kanülleri için lavman, beyin ve akciğer tümörleri için intravenöz enjeksiyon ve üst solunum sistemindeki tümörler için inhalasyon olarak uygulanabilen karbonat ile temasa girmektir.

Meme, lenf sistemi ve subkutan tümörler lokal perfüzyon ile tedavi edilebilir.

İç organ tümörleri, direkt olarak arterlere uygulanarak karbonat ile tedavi edilmeli ve her kanser türünün uygun dozu ile tedavi edilmesi önemlidir, diyor.

Karbonatın YAN ETKİSİNİN SUSUZLUK ve ZAYIFLAMADAN başka bir şey olmayacağını ekliyor.

Özetle..

Yukarıdaki yazı biraz bilimsel o yüzden size daha açık bir şekilde özetleyelim.

Kanseri oluşturan şartları bertaraf etmek veya oluşanı tedavi etmek için;

Her gün 1-2 ÇAY KAŞIĞI KARBONATI bir su bardağı suya karıştırıp içeceksiniz..

Olay bu kadar basit..

Bunu bulan doktorun başka yöntemleri de var.

Olayın özü vücudun alkali hale getirilmesi..

Kanserin asıl sebebi mantarlar.
Candida yani.

YEDİĞİMİZ, İÇTİĞİMİZ GENETİĞİ OYNANMIŞ YİYECEKLER, İŞLENMİŞ GIDALAR, CİPSLER, KOLALAR HEPSİ ‘ASİDOZ’A YOL AÇIYOR.

ASİDOZ DEMEK; HÜCRELERİN OKSİJEN ALAMAMASI demektir..

Oksijen alamayan hücre noluyor?

ÇÜRÜYOR ..

Çürüyen hücrede de mantar oluşuyor.

Mantarların yayılmasını önlemek için, vücut mantarların etrafını sarıyor ve bu da tümörleri oluşturuyor.

Doktorlar tümörü kesip aldıklarında mantarlar diğer yerlere de yayılıyor.

Tüm bunları günlerdir yaptığım araştırmalarda izledim.

Asidozun çaresi ne niye baktığımda vücudun PH seviyesinin yükseltilmesi gerektiğini okudum.

PH NASIL YÜKSELİR? diye baktım;

KARBONATLI SU BU İŞİ YAPIYOR..

KARBONATIN MİDE ÜLSERİ olanlar hariç zararı yok.

Siz de araştırın göreceksiniz..
Olay bu kadar basit aslında.

HASTA OLMAMAK İÇİN HER GÜN 1 ÇAY KAŞIĞI KARBONATLI SU İÇMELİSİNİZ.

Bunu, sabah – akşam 1 bardak suya yarım çay kaşığı karıştırıp 3 dak. bekleyip iyice karışmasını bekleyin, sonra tekrar karıştırıp için.

Her beden ve her bedenin göstereceği tepki farklı olucaktır.

Çünkü herkesin farklı beslenme biçimi var.
Bundan dolayı herkesin kendi bedenini dinleyip buna bağlı olarak karbonat miktarını ayarlaması gerekir.

UNUTMAYIN ; karbonatı eczaneden alacaksınız, KABARTMA TOZUNU İÇMEYİN!

ÖNEMLİ NOT:
Eğer yüksek tansiyonunuz varsa ya da yaşlıysanız karbonatlı suyu içtikten sonra 10 – 15 dak. uzanıp dinlenin.

Bazı insanlarda tansiyonda yükselme yaratabilir ama bu kısa sürer.

Şifa olsun.

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ ONKOLOJİ ENSTİTÜSÜ PROF. DR. ERKAN TOPUZ SAĞLIK İÇİN TAVSİYELER.

0

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ ONKOLOJİ ENSTİTÜSÜ
PROF. DR. ERKAN TOPUZ

  1. Günde En Az 6-7 Saat Karanlık Odada Uyuyun
  2. Haftada En Az 6 Gün Erken Yatın, Erken Kalkın
  3. Elektronik Araçlardan Uzak Durun. Kullanmadığınız Zaman Açık Ve Yanınızda Tutmayınız
  4. Bilgisayarınızı Açık Tutmayın
  5. Telefonda Kısa Konuşun
  6. Cep Telefonu İle Konuşmanız 30 Saniyeyi Geçmesin
  7. Şampuanlar Ve Duş Jelleri Kanserojen. Vücudunuzu Sabunla Temizleyin Ve Bol Bol Durulanın
  8. Zaman Zaman Yalın Ayak Toprakta Yürüyün
  9. Giydiğiniz Terliğin Lastik- Plastik Olmamasına Dikkat Edin
  10. Gece Uyurken Odadaki Televizyonu, Bilgisayarı vs Fişten Çekin Veya Ana Düğmesinden Kapatın
  11. Cep Telefonunuzu Gece Uyurken Yattığınız Odada Bulundurmayın
  12. Haftada 4 Kez Balık yiyin ve Balık Çorbası İçin Balığın Kılçığı Kanser Önleyicidir. Mümkünse Balığı Kılçığı İle Yiyin
  13. Zerdeçal’ı (Turmerik) Bol Bol Kullanın Salatalarınıza Ekin, Çorbanıza Köftenize Koyun
  14. Günde İki Bardak Domates Suyu İçin
  15. Tuz Kullanmak İstiyorsanız Kaya Tuzu Kullanın
  16. Zeytinyağı faydalı sabah kahvaltısında bir çorba kaşığı zeytinyağının içine kekik, nane, köri, koyup yiyin
  17. Esmer Pirinç Tüketin
  18. Zeytin Çok Yararlı Bol Bol Tüketin
  19. Yağsız Peynir Ve Keçi Peyniri Yiyin
  20. Haftada En Çok İki Kez Kırmızı Et Yiyebilirsiniz
  21. Çay Önerisi: Yeşil Çay+Böğürtlen+Isırgan+ Limon Kabuğu’nu Karıştır Kaynat Günde İki Kupa İç Dikkat!!!Bunu İlaç Almayan İnsanlar İçebilir
  22. Eğer Hiç Bir İlaç İçmiyorsanız Veya İlaçtan 6 Saat Sonra Bir Su Bardağı Greyfurt Suyu İçin
  23. Bitkisel Otları Alırken İnternetten Alışveriş Yapmayın-Tarım Bakanlığı Onayı Olanları Eczanelerden Alın
  24. Sentetik Yastık Yorgan Kullanmayın Pamuk Yorgan Yastık Daha Sağlıklı
  25. Mutfakta Teflon Bulundurmayın Cam-Çelik-Porselen Kaplarda Pişirin
  26. Sentetik Malzeme İçeren Halı Kullanmayın
  27. Ayakkabı İle Evde Dolaşmayın
  28. Organik Ürünler Tüketin En Azından Sebze Meyveyi Mevsiminde Tüketin
  29. Fastfood Kanserojendir
  30. Acı Biber Kansere Çaredir
  31. Haftada En Az Bir Köy Yumurtası Tüketin Ve Özellikle de Beyazını Daha Çok Tüketin
  32. Elma Sirkesi Metabolizmayı Hızlandırır Günde Bir Tatlı Kaşığı İçin
    ( Kadınlarda Kemik Erimesine Sebep Oluyor. Dikkat Edin! )
  33. Her Sabah Aç Karına bir Bardak Ilık Su Tüketin
  34. Kuru Erik, Böğürtlen, Çilek Tüketin
  35. Havuzlarda Kullanılan Klor Kanserojendir Eğer Girerseniz de Hemen Duş Alın
  36. İçme Suyu: İstanbul’da, izmir’de Şu Anda Belediyenin Suyu İçilebilir Eğer Satın Alıyorsanız 3 Ayda Bir Markasını Değiştirin
  37. Kızartma Yemeyin Haşlama Buğulama Yenmelidir
  38. Mikro Dalgada Fazla Isıtmayın
  39. Yanmış Yiyecekler Kanserojendir
  40. Diş Fırçalarken Kuru Fırçaya Macunu Koyup Fırçalayın Sonra Durulayın
  41. Kuru Temizleme Kanserojendir
  42. Domates Organikse Veya Mevsiminde Kanser Önleyicidir
  43. Elmayı Kabuğu İle Yiyin
  44. Sebzeyi Meyveyi Önce Elma Sirkeli Suda 20 Dakika Bekletip Durulayın sonra Kullanın
  45. Brokoli, karnabahar, ıspanak, lahana kırmızı turp, kara turp, havuç, maydanoz, rezene, tere tüketin
  46. En Yeşil, En Kırmızı, En Sarı Olan Yiyecekleri Yiyin
  47. Yeşil Çayı Gündüz Tüketin
  48. Kara Üzüm, Karadut, Böğürtlen Şurubu, Ananas Tüketin
  49. Çin Üretimi Hiç Bir Şey Kullanmayın Şu Anda Made İn China Yerine Prc (People Republic of China) Yazıyorlar Dikkatli Olun
  50. Süt Yerine Ayran ve Yoğurt Tüketin Çünkü Süte Hayvanın Gübreli Yediği Otların Kalıntıları Karışabiliyor
  51. Fındık, Fıstık, Ceviz Kabuklu Alıp Kırın Öyle Tüketin
  52. Mevsiminde Çekirdekli Karpuz Çok Faydalı
  53. Üzüm Yiyin
  54. Meyve Suyu Yerine Taze Meyve Tüketin Meyve Suyu Şişmanlatıyor
  55. Hareketli Hayatı Tercih Edin
  56. Oksijenli Ortamda Günde En Az Yarım Saat 45 Dakika Yürüyün
  57. Sigara İçiyorsanız Yüzde 85 veya 90 Akciğer Kanseri Olacaksınız ve Kalp Krizi Geçireceksiniz Demektir.
    Sigarayı Bırakınca Vücut 10 Yılda Yenilenebiliyor. Hemen Sigarayı Bırakın.
    Bırakınca Kırmızı Olan Ürünleri Tüketin Meyan Kökü ve Kara Meşenin Kabuğunu Ezip Toz Olarak Alın Bu Vücudun Daha Kolay Temizlenmesini Sağlıyor.
    Yılında 9 Milyon Kişi Akciğer Kanseri Olacak. Yirmi Saniyede Bir Kişi Akciğer Kanseri Oluyor.
  58. Akciğer Kanseri Belirtileri Omuz Ağrıları, Yüksek Ateş, Öksürük Ve Kanlı Balgamdan Anlaşılır.
  59. Stresten Uzak Durun Kanseri Tetikliyor.
  60. Doktora inanın, Aile Sevgisine Bağlılık Gösterin Ki Stresin Etkileri yok olsun.

61.Elinizdeki İmkanlarla Mutlu Olun, Sizden Daha Az İmkanlara Sahip İnsanlar Olduğunu Unutmayın

  1. Üzüm Çekirdeği Ve Keten Tohumu Günde Bir Tatlı Kaşığı Tüketin
  2. Günde Bir Su Bardağı Akşamları Kefir Tüketin. Günde Bir Kez Büyük Apdeste Çıkılması Gerekir Eğer Olmuyorsa İlerde Kolon Kanseri Olma Olasılığı Yüksektir. Buna Dikkat Edin.
  3. Beyaz Un Beyaz Şeker Ve Tuzdan Uzak Durun
  4. Halsiz Hissediyorsanız Günde Birer Adet B Ve C Vitamini Alın
  5. Kanser Hastaları Doktoruna Danışmadan Hiç Bir Bitkisel Ot Kullanmamalıdır. İlaç İçiyorsa Asla Ot Kullanmamalıdır.
  6. Bütün Petrol Ürünleri Kanserojen. Şeytanın Dışkısı Olarak Adlandırılıyor.y Kullandığınız Her Şeyin Petrol Ürününden Yapılıp Yapılmadığını Sorgulayın..!

Herkesin Okuması İçin Paylaşırmısın.
Allah Razı Olsun.!

TUZ NEDEN YASAK ?

0

TUZ NEDEN DOKTOR KONTROLÜNDE YASAK?
Çünkü bir toplum doğal tuz yerse sağlıklı olur..
Bunun için tuz yasak..
Doğal tuz nedir? Zengin sodyum içeren bir mineraldir..
Aslında doktorların bilmediği veya bildiği halde söylemeyi unuttuğu şey şudur..
İyotlu tuz adı altında satılan ve herkesin organlarını çürütüp kanser yapan kimyasal şey, sağlıklı olmak isteyenler için yasaktır.. Bu türden sahte tuz üreten firmalara da astronomik düzeyde para ve hapis cezası uygulanmalıdır..
Himalaya tuzu da denilen okyanus tuzu ve kaya tuzu sağlıklı yaşam için çok önemlidir..
Sodyum, yaşam için çok önemli bir mineraldir..
Beyniniz iyi çalışıyorsa muhtemelen kaya tuzu kullanıyorsunuzur..
Uzun ömürlü iseniz, kaya tuzu sayesindedir..
Turşudaki maydanozu çürümekten koruyan kaya tuzu, organlarını ve seni kim bilir nasıl korur.. İyotlu tuz denilen tuzla turşu yapın da görün o sebzeler 1-2 saatte ne hale geliyor.. Kimbilir sizlere ne yapıyordur..
Alzheimer olanların çoğu sodyum eksikliğinden olmuştur..
Unutkanlığın başlıca sebebi sodyum eksikliğidir..
Vücutta koku veya bakteri oluşumuna karşı en etkili yöntem doğal tuz kullanmaktır..
Ağız kokusunu gidermek isteyenler doğal turşuluk tuz yesin veya ağzını gargara yapsın.. Koku filan kalmaz..
Kısacası, ya Himalaya tuzu kullanın, ya da turşularda kullanılan kaya tuzunu kullanın..
İyi dökülüyor diye, aslında zehir olan şeyleri tuz zannetmeyin..Sofradaki o ince tuz sadece sodyum ve klordur….Normal kaya tuzu ise magnezyum selenyum dahil 80 tane mineral içerir..Atın ince tuzları mutfaktan

KİRİ AĞACI

0

KİRİ AĞACI
Dünyayı kurtarabilecek ağaç…

  • Ağacın boyu 9 metreyi geçebiliyor; nisan ya da mayıs ayında tatlı, kokulu çiçeği açıyor. Yaprakları protein ve nitrojen açısından zenginken, çiçekleri salatalara lezzet katıyor. Çiçekleri arılar tarafından da çok seviliyor. Ancak bunların hiçbiri bu ağacı esas özel kılan sebep değil. Kiri ağacı dünyadaki herhangi bir ağaçtan 10 kat fazla karbondioksit absorbe ediyor ve yüksek oranda oksijen veriyor.
  • Teksas’ta “Kiri Devrimi” projesine öncülük eden Chris Sanders ve Brittany Turner, ABD’de bu arındırıcı ağaçlardan 1 milyon tane dikmeyi hedefliyorlar. Son dönemlerde Teksaslıların sağlığı aşırı kirlenen toprak, hava ve su sebebiyle tehdit altında. Neyse ki kiri, kirli toprak, suda başarılı ve büyürken de yeryüzünü temizliyor, arındırıyor. Bir diğer harika özelliği ise bu ağacın dünyadaki en hızlı büyüyen ağaç olması: Tohumdan yetişen, sekiz yıllık bir ağacın boyu, kırk yıllık meşe ağacıyla aynı boyda. Kiri ağacı bir yılda dört buçuk metreden daha uzun olabiliyor.
  • Dünyadaki herhangi bir ağaçtan 10 kat daha fazla karbondioksit absorbe eden ve yüksek oranda oksijen üreten kiri ağaçları, gelecek senelerde Doğa Ana’ya büyük katkılar sunabilecek, hatta dünyayı kurtarabilecek ağaç gibi gözüküyor.
  • Kiri adı Japonca kesmek kelimesinden geliyor, budanması durumunda daha iyi ve daha hızlı büyüdüğüne inanılmasından dolayı bu adı almış.
    Alıntıdır.

DOKTORLARIN İTİRAFLARI : KANSER VE KEMOTERAPİ

0

DOKTORLARIN İTİRAFLARI: YAHUDİ TUZAĞI, DÖNER SERMAYE, KANSER ve KEMOTERAPİ,

Son 10 senedir kanser neden çığ gibi büyümüştür..
Devletler arasında en çok kanser niçin TÜRKİYE’dedir…
Hayır!
Kanser sandığınız kadar çoğalmamıştır, yağ bezeleri,herhangi bir yara kanser olarak gösterilmektedir.
Neden mi?
YAHUDİ kemoterapi kürlerinden para kazansın diye…
Bana gelen en az 100 DOKTORUN İTİRAFLARINI aktarayım;
Diyorlar ki…
Gerçek kansere yakalanmış bir kişi ortalama 7 sene daha yaşar ama bize gelince en fazla 7 ay yaşar…
Çünkü kemoterapi ve ışın tedavi etmez daha da kötüleştirir ve vücudun bağışıklık sistemini çökertir…
Bu söze karşın ben de sordum;
“Eee niçin uyguluyorsunuz o zaman?”
Cevap:
“Prosedür gereği böyledir,biz de orda çalışıyoruz yoksa işten atılırız.”
DOKTORLARIN BAŞKA BİR İTİRAFI İSE; ÇOK KORKUNÇ DİYORLAR Kİ…
SAPASAĞLAM BİR GENCİ ilaçlı tomoğrafiye al muhakkak bir yerine ilaç tutunur yağ bezelerine tutunur geçici yaralara tutunur biz bunların hepsine kanser deyip hemen kemoterapi’ye alırız, kanser değilse bile bizim kürlerimizle kanser olurlar…
Evet! Kardeşlerim ufak bir yeriniz ağrıdığında hemen doktora başvurmayın.
Başvursanız da katiyen kanser tedavisi olmayın,yabancı ülkelerin çoğunda ışın ve kemoterapi uygulaması yoktur.
Bana 30 sene önce bağırsak kanseri teşhisi konuldu.
5 sene öncede boğazda kitle,rahimde ur, hiç bir tedavi uygulamadım.
30 senedir yaşıyorum nereye gitti kanser, özel hastanalerin çoğu yahudilerin elindedir,ameliyat ve kemoterapi yarışına girmişlerdir,şimdi yeni yeni Devlet Hastaneleri de bozulmaya başlamıştır.
Çünkü özel hastaneler parayı götürmektedir.
15 sene öncesine kadar döner sermaye müzik üzerindendi,illuminati’ye üye olanı meşhur yaparlardı,şimdi ise döner sermayenin çoğu hastalar üzerinden sağlanmaktadır…

Dr. Aidin Salih İle Sağlıklı Yaşam
Alıntıdır

BİR AĞAÇTAN ON DERS

0

Bir ağacın gölgesinde adam felsefe kitabı okuyordu. Sorular üstüne sorular adamın kafasını karıştırmıştı. Başını kaldırıp ağaca baktı.

—Keşke ağaç olsaydım, hiç düşünmeden yaşasaydım dedi.
Birden ağaç dile geldi:

—Ben düşünmüyorum belki ama düşünen insanlara o kadar çok ders verebilirim ki, dedi.

Adam heyecanla:

—Seni dinlemek isterim, dedi.

Ağaç konuşmaya başladı:

—At o felsefe kitabını elinden, şimdi bana bak ve beni dinle
sana on tane hayat dersi vereceğim, dedi.

Adam heyecanlanarak:

—Tamam dedi.

Ağaç:

—Dinle o zaman, dedi ve hayat dersini sıralamaya başladı:

1-Ağaç yaş iken eğilir ya da doğrulur. Her şeyin bir zamanı
vardır. Hayat öğrenme sürecidir ama zamanlaması çok önemlidir. Siz de bilirsiniz ki “yaşlı köpeğe yeni oyunlar öğretilmez.” “Yaşlı kurda yol öğretilmez.”

2-Düşen ağaca balta vuran çok olur. Onun için hayatta düşmemeye dikkat etmek gerek; güçlüyken gölgene sığınanlar düşerken baltayı alıp sana koşarlar.

3-Bizi yok etmeye çalışan baltanın sapı bizdendir. Her zaman
dış düşmandan korkmayın. İç düşman daha tehlikelidir. Sizin gibi görünüp size hainlik edecek insanlara dikkat edin. Dişi kıran pirince en çok benzeyen beyaz taştır.

4-“Ulu çamlar fırtınalı diyarlarda yetişir” İnsanı
geliştiren mükemmelleştiren zorluklardır. Büyük adamlar büyük engellerle karşılaşıp onu aştıkları için büyük adam olurlar. Büyük devletler büyük badireleri atlatarak büyük devlet olurlar. Uçurtma rüzgâr engelini aşmak için yükseğe çıkar. Engelleri fırsat bilmelisiniz.

5-Bir ağacın kökü ne kadar derinse boyu o kadar yükseğe çıkar. Kökleri zayıf olan büyüklüğü taşıyamaz. Onun için kökünüze sahip çıkmalısınız. Kökünü unutan ya da yok sayan bir ağaç ayakta kalabilir mi? Bir ağaç tüm gücünü kökten alır. Sizin de tarihiniz olmazsa nasıl geleceğiniz olacak? Tarihinizi yok sayar ya da unutursanız nasıl geleceği inşa edebilirsiniz?

6-Ağaç yapraklarıyla gürler. Bir insan da ailesiyle, sosyal çevresiyle güzel olur; onlarla tamamlanır. Onlarla varlığını hissettirir. Onun için sosyal ilişkileriniz önemlidir.

7-Hiçbir ağaç acaba bahar gelecek mi, çiçek açacak mıyım diye düşünmez. Kök, gövde ve dallar görevini sessizce ve sabırlıca yaparlar. Siz de baharın gelmesini bekliyorsanız görevinizi şamata yapmadan sessizce, hakkıyla ve sabırla yapmalısınız.

8-Meyveli ağacı taşlarlar. Bilgili, becerikli, başarılı insanlara
haset eden çok olur. Bir işe yaramayan, niteliksiz, silik insanlar kimsenin umurunda olmazlar. Onun için başarılı insanlar atılacak taşlara mukavemet edemezlerse başarılarını sürdüremezler.

9-Her ağaç kendi toprağında büyür. Ağaç ancak uygun toprağı
bulması halinde gelişmesini sürdürür. İnsan yetenekleri de öyledir; ağaç tohumu gibidir. Uygun zemin bulursa gelişir, yoksa çürür gider.

10-Beşikten mezara kadar ağaca muhtaçsınız. Çocukken beşikte, ölünce tabutta bizimle berabersiniz. Bize hep odun gözüyle bakmayın. Biraz da ibret gözüyle bakın. Sözü şöyle bitireyim, insanların kulağına küpe olsun. “Her şey bir ağacı sevmekle başlar.” Bundan sonra bir ağacın yanından geçerken durun ve şarkımızı dinleyin.

Adam ağaca tekrar baktı, “Aslında odun olan bu ağaç değil
benmişim meğerse” diye geçirdi içinden.

Kaynak :(Bitkilerle Sohbet isimli kitaptan)